MAKAI Power Catamarans’in yolculuğunda heyecan verici bir bölüme hoş geldiniz. Bu hafta, montajın tamamlanması ve aşamanın başlaması anlamına gelmektedir. Laminasyon fabrikamızdaki üretim ekiplerinin aylık üretim planlarımızda ilerleme kaydetmeye başladığını görmek bizi mutlu ediyor. Yapısal bütünlüğün sınırlarını zorlamaktan her ayrıntının kaliteyi yansıtmasına kadar her şeyi kapsayan titiz süreci keşfetmeye bizimle katılın ve MAKAI’nin farkını yaşayın.

Montajın tamamlanması bizim için birkaç şeyi ifade eder; motor ve depo montajını tamamladık, gövdeyi düzleştirdik ve su çizgisini belirledik, aynı zamanda direksiyon, hidrolik, havalandırma, tesisat ve ses yalıtımı gibi çevresel motor ekipmanlarının çoğunu da kurduk. Bu montaj işinin büyük bir kısmı motor kafes kalıbımıza yerleştirilmiş düz zeminden kaynaklanan kolaylıkla gerçekleştirildi. Bu, drenaj suyunun ayaklarınızdan uzak tutulmasını, tabii ki elektronik ve diğer hassas ekipmanları korumanın yanı sıra motor bölgesine etrafında kolay erişim sağlamayı ve düz bir zemin sunmayı sağlayacaktır.

Ayrıca, drenaj tesisatımızı takmış, elektrik demetlerimizi önceden çalıştırmış, mobilya modülümüzü kurmuş ve gerekli tüm ikincil bağlantıları ve cam bantlamayı tamamlamış bulunuyoruz. Birçok üretici firmanın üretim hızını tercih ettiği bu adımı atlamasıyla bilinen, ancak MAKAI olarak, ilk geliştirme ve inşaatın başlangıcı başlangıçta planladığımızdan çok daha uzun sürmüş olabilir, ancak asla kaliteden veya yapısal bütünlükten ödün vermiyoruz. Çünkü inancımız odur ki her yapılan teknenin, her şeyden önce kendimize koyduğumuz sıkı kalite standartlarını karşılaması gerekir.

Çoğu günümüzde üretilen güç catamaranlarından farklı olarak, MAKAI M37’nin yapısal bütünlüğüne mühendislik açısından bütünsel bir yaklaşım benimsedi.

Sonlu eleman analizi kullanarak, tasarımcılarımız gövdelerin dayanacağı tüm potansiyel kuvvetleri belirleyebildi. Bu yapının sadece ek hacim bölmelerine, stringerlara veya diğer güçlendirmelere inşa edilmesi yerine, bu güç catamaranının yapısal bütünlüğünü devrim niteliğinde bir şekilde, iç mekanı monoblok olarak tasarlayarak artırdık. Bu tasarım, geminin rijitliğine ve yapısal bütünlüğüne önemli katkılarda bulunuyor. Montajın yüksek maliyeti ve hassaslığı nedeniyle, bu teknoloji nadir olsa da bazı üreticiler tarafından benzer bir yöntemle kullanılmıştır. Ancak, bunu gerçekten bir üst seviyeye taşıyan şey, MAKAI’nin ‘TEK PARÇA ÜRETİM’ yaklaşımıdır. Tüm iç yapı, vakum infüzyon teknolojisi kullanılarak bir kalıptan üretilir. Bu, tek bir parçada üretilmişse elde edilebilecekten çok daha güçlü bir yapı üretir. Bu yapı, gövdeye bağlandığında, tipik kontrplak iç mekanlarda yaşanan çıtırtı ve gıcırtılardan arınmış, son derece rijit ve hafif bir iç mekan ortaya çıkar.

Ayrıca, pruvalara hem dikey hem de yatay çarpma bölmeleri ekledik ve yüzme platformumuzu yapısal ve gövdenin geri kalanından izole edilmiş şekilde tasarladık. Böylece, ön cephede meydana gelen bir çarpışma veya kıç kısımdan gelen hasar durumunda su girişini önleyen bir çarpışma koruması eklemiş olduk.

Montaj aşamasından geçtikten sonra ekibimiz, klima sistemleri, elektrik tesisatları ve sert tavan montajının kurulumuna başlayarak fit-out aşamasına geçmiştir. Bu konuda daha fazla bilgiyi bir sonraki güncellememizde bulabilirsiniz…